Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Her evde bir ilaç dolabı bulunur. Kimileri ilaçları türüne, kimileri ise kullanım sıklığına göre düzenler. Ancak çok az kişi ilaçların bir son kullanma tarihi olduğunu hatırlar ve buna göre hareket eder. Son günlerde pik yapan grip vakaları sonrasında da pek çok kişi evde elinde kalan ilaçlara, vitaminlere yönelmiş durumda. Oysa ilaç dolabına bir ürün yerleştirirken en çok dikkat edilmesi gereken şey, ilacın son kullanma tarihidir. Uzmanlar, ilaç dolaplarının belirli aralıklarla gözden geçirilmesi gerektiğini ve ihmal edilmesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguluyor.
TARİHİ GEÇEN İLAÇLARI KULLANSAK NE OLUR?
İlaç dolaplarında, yeni alınmış ilaçlardan bitmiş tüp ve tabletlere, rastgele sıvalardan yarı dolu hap paketlerine kadar pek çok ürün bulunur. Bu ürünlerin her birinin son kullanma tarihinin geçmiş olma ihtimali yüksektir. Bazı ilaçlar yalnızca birkaç yıl etkilidir, bazıları ise zamanla daha az etkili hale gelir ve kullanımları güvenli olmayabilir. Hatta bazı ilaçlar, bakteri üretme riski taşıyabilir. Eğer son kullanma tarihi geçmiş bir ilaç kullanıldıysa, sağlık açısından tehlikeli bir durum oluşabilir. İyileşmek için aldığınız bir ilacın sizi daha kötü bir hale getirmesini istemiyorsanız, bu konuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmalısınız. İlaçların ömrü hakkında bilgi veren Uzman Eczacı Yıldız Türkaydın, şu açıklamayı yaptı:
“İlaçların tüketilebilir ömrü, piyasaya sürülmeden önce titizlikle yapılan uzun yıllar süren Ar-Ge çalışmalarıyla belirlenir. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlarda etkisizlik, hatta zehirlenme gibi istenmeyen durumlar oluşabilir. Bu nedenle tüm tarihi geçmiş ilaçların zehirlenmeye sebep olacağını söyleyemesek de kesinlikle kullanılmaması gerekir.”
‘HİÇBİRİNİN SAKLAMA KOŞULU AYNI DEĞİL’
İlaç dolaplarını düzenlerken onları türlerine göre düzenlememek yanlış bir depolama yöntemi değil. Eczacı Türkaydın’a göre, farklı türdeki ilaçlar, ambalajlarından çıkarılmadıkları sürece ve sıcaklık, nem ve güneş ışığından korunma gibi şartlar sağlandığında bir arada saklanabilir. Ancak hastaların özellikle tablet formundaki ilaçları blisterlerinden çıkarıp aynı saklama kaplarına koyduklarını belirten Yıldız Türkaydın, bunun ilaçlar arasında istenmeyen kimyasal veya fiziksel etkileşimlere neden olabileceğini söyledi. Kutu dışına çıkarılmış ilaçların birbirine temas etmesi, içeriklerinin değişmesine yol açabilir.
Bunun yanı sıra tüm ilaçların aynı saklama koşullarına sahip olmadığına dikkat çeken Eczacı Türkaydın, bazılarının soğuk ortamda bazılarının ise güneşten korunarak saklanması gerektiğini belirtti. Bu nedenle ilaçların saklama koşullarını öğrenmek için prospektüs veya ambalaj üzerindeki bilgilere mutlaka dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Eczacı Türkaydın, özellikle göz damlaları sterilliğinin çok önemli olduğunu belirttikten sonra 15 gün içinde tüketilmesi gerektiğini söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
“Göz damlaları gibi yine şurupları bu grupta değerlendirebiliriz, şuruplar içerdikleri tatlandırıcılardan dolayı ve şurup şişeninin kapağında oluşabilecek şurup bulaşından dolayı bozulmaya daha müsait olabiliyor. Kremler de çoklu doz kullanımlı ilaçlardandır, o yüzden kullanırken kısa ürün bilgisi dikkate alınarak ve tüpün ağzındaki renk değişikliği gibi değişimler dikkatle incelenerek kullanılmalı.”
DURDUĞU YERDE BAYATLAR MI?
Halk arasında yaygın bir inanış olan ilaçların bayatlaması konusu hakkında da açıklamalarda bulunan Eczacı Yıldız Türkaydın, “Bayatlamak kelimesi, ilaçların etkisinin azalması ve toksik etki oluşturma ihtimali açısından değerlendirilirse evet, ilaçlar bayatlayabilir. Örneğin, renkli şişede üretilen ilaçlar genellikle güneşten korunması gereken ilaçlardır. Eğer bu ilaçlar güneşe maruz kalırsa, etki miktarında azalma veya istenmeyen toksik etkiler ortaya çıkabilir” dedi.
2-8 DERECE ARASINDA SAKLAMAK EN İDEALİ
Eczacı Yıldız Türkaydın, evde saklanan ilaçların iki gruba ayrılması gerektiğini belirtti. İlk gruptaki ilaçlar, 2-8 derece arasında saklanmalı. Ancak evlerde ilaçlara özel bir buzdolabı bulunmadığından, bu ilaçların yiyeceklerden uzak tutulması ve buzdolabının iç kenarlarına temas etmemesi gerektiğini söyledi. İkinci gruptaki ilaçlar ise oda sıcaklığında saklanmalı. Ortamın neminin yüksek olmaması gerekir, aksi takdirde ilaçlarda fiziksel ve kimyasal değişimler meydana gelebilir. Eczacı Türkaydın, ilaçların özel olarak ayrılmış bir dolapta muhafaza edilmesi ve çocuklar ya da muhakeme yeteneği düşük kişilerin ulaşamayacağı yerlerde tutulması gerektiğini vurguladı.
Günlük hayatta ilaçlardan daha sık kullanılan ürünlerden biri de vitamin takviyeleridir. Çoğu kişi, vitaminlerin ilaçlar kadar dikkatli saklanması gerekmediğini düşünse de Türkaydın’a göre ilaçlar, gıda takviyeleri, bitkisel ürünler ve vitaminler ayrı ayrı değerlendirilmeli. Bu ürünlerin her biri, üretim aşamasında belirlenen ve ambalaj üzerinde yazan saklama koşullarına uygun şekilde muhafaza edilmeli.
Son olarak, bir ilacın etkisini kaybedip kaybetmediğini nasıl anlayabileceğimiz konusunda Türkaydın şu bilgileri verdi:
“Ambalaj bütünlüğü bozulmuşsa, yani blister yırtılmış ya da şurup şişesinde bir çatlak varsa, ilaç bozulmuş olabilir. Ayrıca ilaçta renk değişikliği, form değişikliği (örneğin sert bir tabletin yumuşaması), tat veya koku değişikliği gibi belirtiler gözleniyorsa o ilacın kullanılmadan önce mutlaka bozuk olma ihtimali göz önünde bulundurulmalı.”
More Stories
Kolesterol seviyesi sabit olmayan kişilerin demans riski daha yüksek
Domuz gribi geri döndü
Domuz gribi geri döndü