Yeni hükümet Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Andrzei Duda’dan alacağı onay ile cumhurbaşkanlığı sarayında yemin edecek.
Böylelikle milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) için de sekiz yıldır iktidar dönemi kapanmış olacak. PiS, iki dönemlik iktidarları boyunca AB yetkilileriyle defalarca fikir ayrılıkları yaşamıştı.
Ancak Tusk, PiS iktidarının etkilerini ortadan kaldırma vaadini yerine getirmek konusunda zorluklarla karşılaşabilir.
Tusk’ın merkez koalisyonu Ekim ayındaki seçimlerde en çok sandalyeyi kazanmış fakat bu zamana dek göreve gelememişti.
Mateusz Morawiecki liderliğindeki PiS, seçimde birinci parti olarak çıktı. Ancak tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamadı. Diğer partiler ise PiS ile koalisyona yanaşmadı.
Morawiecki Pazartesi günü yapılan güven oylamasını kaybetti ve Tusk’ın iktidara dönmesinin yolu da açılmış oldu.
2007-2014 yılları arasında Polonya başbakanlığı görevini üstlenen Tusk daha sonra Avrupa Konseyi Başkanı olarak da görev yaptı.
Yüzde 70’den fazla rekor bir katılım sağlandığı Ekim seçimlerinde Tusk’ın AB yanlısı koalisyonu Meclis çoğunluğunu kazandı.
Bu koalisyonda Tusk’ın Sivil Koalisyon (KO) isimli partisiyle birlikte, Üçüncü Yol ve Sol partiler yer alıyor.
Tusk’ın başbakan olarak belirlenmesi için yapılan oylamanın ardından koalisyon milletvekilleri Tusk’ın ismini ilan ettiler ve Polonya milli marşını söylediler.
Daha önce Tusk döneminde dışişleri bakanlığı yapmış Radoslaw Sikorski’nin kabinede yer alması bekleniyor.
Yeni koalisyondan beklentiler de yüksek. Yeni hükümet, önceki yönetimler döneminde sistematik olarak zayıflatıldığını söylediği yargının bağımsızlığını yeniden tesis etmeyi taahhüt etti.
Tusk, “Hukukun üstünlüğünü mümkün olduğunca yeniden tesis edecek bir dizi tedbir üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Tusk ayrıca, Brüksel’in hukukun üstünlüğüne ilişkin kaygılar nedeniyle vermeyi reddettiği Polonya için ayrılan 36 milyar euroluk AB fonlarının blokesini kaldırma sözü verdi.
Kürtajı neredeyse tamamen yasaklayan 2020 tarihli bir mahkeme kararının da iptal edileceğini vadeden Tusk, LGBT bireylere yönelik korumaların güçlendirileceğini söyledi.
Duda’nın güvenoyu alma umudu olmaksızın Morawiecki’yi hükümeti kurmakla görevlendirmesi, 2025 yılına kadar görevde kalacak olan cumhurbaşkanının, Tusk’ın planlarınının önüne taş koyma niyetinde olduğunu gösteriyor.
Parlamento tarafından onaylanan yasa tasarılarının yasalaşması için, Cumhurbaşkanı Duda tarafından imzalanması gerekiyor. Ancak Duda’nın bunları veto edebilecek yetkisi de var. Tusk’ın koalisyonunun ise cumhurbaşkanının vetosunu geçersiz kılacak yeterli sayıda milletvekili bulunmuyor.