BİRÇOK kişinin severek içtiği, kemikleri güçlendirdiğine inandığı sütün sağlığa zararlı etkilerinin de olabileceği hususu tartışılmaya devam ediyor. ‘‘İneklerin hormon ve antibiyotiklerle desteklenmesi, sütün içinde bulunan laktoz ve kazein proteininin, hormon ve büyüme faktörlerinin zararlı etkilerinin bilimsel araştırmalarla ortaya çıkması sütün aslında yararlı bir besin maddesi olmayabileceği tartışmalarına neden oluyor’’ diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
VÜCUDU NASIL ETKİLER?
İneklerin hormon ve antibiyotiklerle desteklenmesi, sütün içinde bulunan laktoz ve kazein proteininin, hormon ve büyüme faktörlerinin zararlı etkilerinin bilimsel araştırmalarla ortaya çıkması sütün aslında yararlı bir besin maddesi olmayabileceği tartışmalarına neden oluyor. Öte yandan inek sütündeki laktozun güçlü bir insülin uyarıcısı olduğu, zamanla insülin direncine, obezite ve metabolik sendroma yol açtığı, bağırsaklarda kötü bakterilerin sayısını artırdığı ve demir emilimini azaltarak kansızlığa neden olduğu ileri sürülmektedir.
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİR Mİ?
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre en fazla süt tüketen ülkelerde osteoporoz, prostat ve göğüs kanseri, diyabet ve alerji gibi hastalıklar en yüksek oranda görülmektedir. Önerilen günlük kalsiyum tüketimi 1000-1500 miligramın çok altında kalsiyum alan Çin, Japonya, Kore ve Afrika ülkelerinde osteoporoz ve kemik kırıkları yüksek kalsiyum alan Avrupa ve ABD’li kadınlardan azdır. Bu verilerden de sütün kemikleri güçlendirmediği hatta osteoporoza da iyi gelmediği sonucu çıkarılmaktadır. Dünya nüfusunun yarısı süt ürünleri tüketmez. Yaygın inanışın aksine süt ve süt ürünlerinde yeterince kalsiyum yoktur. Brokoli, pazı, lahana, karalahana gibi yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum yönünden daha zengindir. Sütün içindeki kalsiyumun ancak sınırlı bir kısmı vücuda alınırken, yeşil sebze ve meyvelerdeki kalsiyumun yüzde 50’sinden fazlası emilir. Sebze-meyvelerde kemikler için gerekli olan kalsiyumun yanı sıra potasyum, magnezyum, K vitamini ve C vitamini de bolca bulunur. Vejetaryenlerin kemikleri bu yüzden süt içenlerden daha sağlamdır. Sağlam kemikler için sadece kalsiyum da yetmez. Düzenli egzersiz ve D vitamini de gereklidir.
KİMYASAL BİR KOKTEYL Mİ İÇİYORUZ?
Süt ineklerinin büyük bölümü kapalı alanlarda, küçük bir bölmede hiç hareket etmeden, gün ışığı görmeden yaşıyor. Hayvanlara GDO’lu mısır ve soya, buğday, kan proteinleri yediriliyor. Sütünü artırmak için bolca büyüme hormonu, şişmanlasın diye de antibiyotik veriliyor. Böylelikle 4-5 kilo süt verebilecek ineklerin 10-15 kat fazla süt vermesi sağlanıyor. Bu yüzden de süt adeta kimyasal bir kokteyle dönüşüyor. Süt ve süt ürünlerinde bulunan kazein maddesi ise sindirim sisteminde parçalanarak kazomorfin denilen, bildiğimiz morfin benzeri bileşikler ortaya çıkarıyor. Bu bileşikler bağırsakları aşarak beyindeki hücrelerde bulunan morfin reseptörlerine bağlanarak bağımlılık yapıyor. Kazein proteinlerinin kanserojen etkisi vardır. Bir bardak sütte ortalama 6 gram kazein bulunur. Kazein miktarı yağı alınmış sütte daha fazla, peynirde ise en fazladır. Bir su bardağı (250 cc) tam yağlı süt 5 gram doymuş yağ içerir ve 150 kaloridir. Doymuş yağlar sağlık için zararlıdır. Süt ürünleri kolesterol yapımını uyarıp insülin direncine neden olur. Araştırmalarda süt ürünleri tüketimiyle prostat, yumurtalık kanserleri arasında neden-sonuç ilişkisi bulunmuştur. Sütün içindeki süt şekeri (laktoz) koroner kalp hastalığı ve yumurtalık kanseri ile yakından ilgilidir. Öte yandan bazı endüstriyel faaliyetler ve tarım ilaçlarıyla ortaya çıkan kanserojen bileşikler (dioksinler) suya-toprağa karışır. Bunlar tarım ürünlerine ve bunları yiyen hayvanlara bulaşır. Dolayısıyla süt, peynir, tereyağı dioksin içeren besinler arasında başı çekmektedir. Süt ve süt ürünlerinden vücudumuza geçen toksik maddeler de sağlığımızı olumsuz etkilemektedir.